logo
Giriş yap
Etkinlikler
BlogKulüpBağış
Giriş yap
image

Kızımı Üniversiteye Başladığı Hafta Öğretmeni Tehdit Etti

Babam Üzüntüsünden Hastanelik Oldu, Yoğun Bakıma Girdi. kızımı Üniversiteye Başladığı Hafta Öğretmeni Tehdit Etti. Çocuğumla Komşu Çocukları Oyun Bile Oynamamaya Başladılar.

Justice for Humanity

4 dk

1

1

Merhaba, ben süreçte yaşadıklarımızı paylaşmak istiyorum.

Son on yıl öncesine kadar meslek hayatımda çalışma arkadaşlarım ve idareciler tarafından sevilen takdir gören biriydim. Sağlık çalışanıydım ve bana idari kadrolarda çalışma, eğitim biriminde çalışma, sendika başkanı olma gibi teklifler de gelmişti.

Herşey 2013 yılından sonra değişmeye başladı. Yeni kurulan sendikaya gectikten sonra “paralel” diye isimlendirilmeye başladım. 2014 yılında boyun fıtığı ameliyatı olmuştum ve bu duruma rağmen o yıl kasım ayında ağır şartlarda çalışmam istendi. Doktor raporuna rağmen geri adım atmadılar ve yerimi değiştirdiler. O dönem istifa etmeyi düşündüm. Devreye avukat arkadaşım girince bakanlıktan cevap gelene kadar işyerinde mesaiye gidip oturmamı istediler.

Yeni başladığım yerde çalışanlar da pek sıcakkanlı karşılamamışlardı. Alaycı tavırla oraya oturmaya mı geldiğim soruluyordu. Kendi başıma vakit geçiriyordum. Kendim aile hekimliğinde çalışmayı istedim. Üyesi olduğum sendikadan dolayı bunu yapmıyorlardı.

Bu şekilde çalışmadan para kazanıyor olmaktan rahatsız oluyordum. Sonunda sendikadan istifa ettim ve aile hekimliği biriminde hemşire olarak çalışmaya başladım. Sonradan duydum ki ben daha başlamadan “paralel” geliyor diye hakkımda konuşanlar olmuş. Beş ay kadar çalıştıktan sonra 15 temmuz yaşandı. Pazartesi günü mesaiye gittim ve öğleden sonra açığa alındım. Ekim ayında ise resmi gazetede yayınlanan KHK(Kanun Hükmünde Kararname) ile ihraç edildiğimi öğrendim.

Birçok arkadaşım açığa alındı, ihraç oldu, eşleri cezaevine girdi. Ben bunları yaşarken eşimin de çalıştığı okula kayyum atanmıştı, zor günlerden geçiyorlardı ve sonunda onlar içinde her şey bitmişti.

Her an korku ile yaşıyorduk. Evimizdeki kitapları ya yaktık ya çöpe atmak zorunda kaldık. Çünkü kitaplar aleyhe delil olarak kullanılan bir unsura dönüşmüştü. Kimse bizi arayıp halimizi sormuyordu. Komşular selamı kesti. Çocuklarımla çocukları oynamıyordu. İş bulamıyorduk.

İhraç olmamla babam hastanelik oldu. 3 ay kadar hastanede tedavi gördü ve en son yoğun bakıma kaldırıldı. Doktorlar ümidi kesmişti. Ona moral olması için göreve tekrar başlayacağımı söylememle iyileşme sürecine girmesi bir oldu. Beni maddi zorluklarla okuttuğu için meslekten ihraç edilmem ona çok ağır gelmişti.

Bu arada sürekli arkadaşlarımızın evlerinde arama yapılıyor gözaltına almalar devam ediyordu. Çocukları ile kalan annelere destek olmaya çalışıyorduk ama bunu bile istemiyordu zalimler. Korkarak evlerine gidiyorduk telefon ile iletişim kurmaktan çekiniyorduk.

1 yıl olmadan kayınvalidem depresyona girdi. En son 1 ay hastanede yattı. 2019 yılında eşim ve ben TEM şube de ifadeye çağırıldık. Çocukları okula gönderip çanta hazırlayıp gittik ne olur ne olmaz diye. İlk başta etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyip istemediğimi sorarak başladılar. En sonunda da tehdit ederek bitirdiler. Eşimin davası başladı sonrasında. Biz bunları ailelerimizle ve çocuklarımızla paylaşmadan yaşadık yıllarca.

Bu süreçlerde çocuklar da zorluklar yaşamış kızım bunları sonradan paylaştı. Okulda öğretmenleri ve arkadaşları mobing uygulamış. Ortaokuldaydı daha. Din kültür öğretmeni 15 temmuz görüntülerini izletirmiş sürekli. Matematik öğretmeni sebepsiz yere kızarmış. Kızım resim yapmayı severdi, öğretmeni yarışma duyurusu yapınca katılmak istedi ama kızıma kağıt ölçülerini yanlış vermiş. Aynı yarışmaya kendi kızı da katıldı ama doğru ölçülerle. Sınıfta bir grup arkadaşı zorbalık yapıyordu. Liseye geçtiğinde ilçeye taşındık, orada samimi olduğu arkadaşları durumumuzu öğrendikten sonra zorbalık yapmaya başlayıp bize hakaret etmişler. En son okulu bırakmak zorunda kaldı ve açık liseye geçti. Yıllar geçiyor zulüm adına değişen bir şey olmuyordu.

Bugün psikolog ile görüşmem vardı ve 10 yıl öncesinden süreci anlatmaya başladım. Bir şeyi fark etmeme neden oldu bu görüşme. Ben hep daha zor durumda olan arkadaşlarımı gördükçe kendi yaşadıklarımı düşünmemiştim. Destek olmaya çalıştığım arkadaşlarım ve çocukları vardı. Çok zor zamanlardan geçiyorlardı. Bu arada eşim asgari ücretle ekmek fabrikasında çalışmaya başladı. Ben de eve maddi destek olabilmek için annemin yıllar önce aldığı örgü makinesini memleketten getirtip birşeyler yapmaya başladım. Ne kazanırsam bir kısmını da arkadaşlarımdan kim denk gelirse onun çocuğu için harcamaya çalışıyordum.

Benim çocuklarım için de gönüllü ders veren öğretmen arkadaşlarım vardı. En son kızımın okul hayatına da eklemeyi istediğim dönem üniversite hayatına başlamasıydı. Kızım açık liseyi erken bitirdi ve girdiği üniversite sınavını da kazandı. İki ay kadar gitti. Ama orda da bir hoca ilk hafta oryantasyon eğitimi adı altında 15 temmuzu gündem edip gizliden tehdit etmiş gençleri. Sizin içinizde hala o insanlardan var, siz bilmeseniz de biz biliyoruz,18 yaşına gelince de hakkında işlem başlatılacağını ifade etmiş. Sınıfında ise kızımdan başka 18 yaş altı öğrenci yoktu. Yani üniversite öğretmeni doğrudan kızımı tehdit ediyordu.

Benim için de çocuklarım için de güvenli bir gelecek vaat etmiyordu ülke. Türkiye'de her zaman karşılarına çıkacak ülkede kötü olarak yaftalanmış bir geçmişleri vardı. Çok acı hikayelere tanık olduk. Çocuklarımla beraber eşimi anne babamı ve arkadaşlarımı arkada bırakıp geldim. Hollanda'ya ilk geldiğim anda nefes aldığımı hissettim, yıllar sonra korkmadan nefes alıyordum. “Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam” sözü ne anlama geliyormuş tüm hücrelerimle hissettim.

Şu an geri de bıraktığım eşim ve arkadaşlarım için endişem ve duam. Rabbim onları korusun.

Yazardan başka yazılar

Justice for Humanity'ın daha fazla makalesini keşfedin

Being the Child of a Family Victimized by Decree-Laws -2

2 dk

1

10

Being the Child of a Family Victimized by Decree-Laws -2

Na 15 juli begonnen onze buren over ons te zeggen: "Steek hun huis in brand!"

Justice for Humanity

KHK'lı Bir Ailenin Çocuğu Olmak-2

2 dk

1

12

KHK'lı Bir Ailenin Çocuğu Olmak-2

15 Temmuz’dan sonra komşularımız bizim için “Bunların evini yakın!” demeye başladılar.

Justice for Humanity

logo

Sessizlik, özgürlüğün en büyük düşmanıdır.

Platformlar

Trend RightsKunsthalteMinimierLotus van de MediaFC AkademiRhythmic Dreams

Copyright © 2025, Vakıf. Tüm hakları saklıdır.