
Bir zulüm sabahı daha, gönüller buruk kalpler bitik.
Yeni bir güne başlama mı, o da ne demek acaba.
En son ne zaman ailecek yeni bir sabaha uyandık.
Güzel günler gelecek umuduyla, polisin kapıyı her an çalacağı korkusu arasında yeni bir güne uyanamadım.
Bahar gerçekten gelecek mi? Yoksa zalimlik böyle sürecek mi?
Bugün kardeşlerimin karnını doyuramadım anne.
Bugün korkuyla umut arasında geçen yeni bir güne uyanamadım.
Bugün seni cezaevinde ziyaret edemedim anne.
Acaba kardeşlerime senin gibi bir anne olamadım mı?
Yaşımın getirdiği sorumlulukları yapamadım mı?
Bugün ben uyanamadım ama uyanması gerekenler bir gün uyanacak mı anne?
.
.
.
Kalktım sıcak yatağımdan
Yürüdüm dikenli tarlalardan
Bakamadım geriye korkulardan
Geride kalanların bakışlarından
Kaçamadım kalbimi yiyen duygulardan
Geçemedim derin sulardan
.
Gönlümdeki umuda yolculuktan
Aklımdaki deli sorulardan
Bitmeyen uykusuz karanlıklardan
Unuttuğum hayattaki zamansızlıktan
Etrafımdaki kara bulutlardan
Kurtulamadım derin duygulardan
.
Umursamaz insan bakışlarından
40 yıllık eşini tanımayanlardan
İşkenceleri marifet sayanlardan
Krala çıplak demeyen şaklabanlardan
Zulme sessiz kalan duygusuzlardan
Bir türlü geçemedim duyarsızlıktan
.
Hapiste doğum yapan analardan
Elinden bir şey gelmeyen babalardan
Ana babasını bekleyen yavrulardan
Yollarda kaybolan hayatlardan
Meriç'te boğulan çocuklardan
Kurtulamadım bu duygusuzlardan
.
.
.
ülkem virane olmuş
yaşlısı genci solmuş
her yer zulümle dolmuş
nerdesin güzel Türkiyem
.
din iman para olmuş
bencillik arşa coşmuş
gözlerde umut solmuş
nerdesin güzel Türkiyem
.
özgürlük hayal olmuş
hırsızlık helal olmuş
dinsizin eli bolmuş
nerdesin güzel Türkiyem
.
kalpler yés'le dolmuş
helaller haram olmuş
toprağım harap olmuş
nerdesin güzel Türkiyem
.
cahiller alim olmuş
muallim bilmez olmuş
kafalar almaz olmuş
nerdesin güzel Türkiyem
.
.
.
şu havada uçup kaybolan kuşlar
özgürlüğe kanat açmış uçaklar
özgür diyen polise gözler bakar
nerdesin ey zalim hükümet söyle
.
dört duvarda dolanıyor böcekler
sıra sıra yemek alan kardeşler
soğuktan uykusuz geçen geceler
nerdesin ey zalim hükümet söyle
.
gönül diliyle anlaşan milletler
türlü türlü dertle geçen saatler
ümitle dolu geçen yeni günler
nerdesin ey zalim hükümet söyle
.
bir odada yatar arabı kürdü
kardeşlik burada her zaman baki
bölünür ekmeklerin üçü dördü
nerdesin ey zalim hükümet söyle
.
yaradı mı dağıttığın hayatlar
garipler gözleri umutla parlar
ağlattığın dolu dolu yavrular
nerdesin ey zalim hükümet söyle
.
sanada kalmayacak bu topraklar
zalime konuşmaz dilsiz şeytanlar
elbet son bulacak bütün hayatlar
nerdesin ey zalim hükümet söyle
.
gözleri yaşla dolu analar
çaresiz kalan garip babalar
ümitle çıkılan dikenli yollar
nerdesin ey zalim hükümet söyle
bir odada yatar Arabı Kürdü
kardeşlik burada her zaman baki
bölünür ekmeklerin üçü dördü
nerdesin ey zalim hükümet söyle
.
yaradı mı dağıttığın hayatlar
garipler gözleri umutla parlar
ağlattığın dolu dolu yavrular
nerdesin ey zalim hükümet söyle
.
sana da kalmayacak bu topraklar
zalime konuşmaz dilsiz şeytanlar
elbet son bulacak bütün hayatlar
nerdesin ey zalim hükümet söyle
.
gözleri yaşla dolu analar
çaresiz kalan garip babalar
ümitle çıkılan dikenli yollar
nerdesin ey zalim hükümet söyle
.
.
.
Hicret dedik, çıktık da geldik
Dere tepe aştık da geldik.
Aile vatan demeden göçtük
Gurbet diyarları zormuş meğer.
.
Hastalansan bakan yokmuş
Ağlasan mendil uzatan
Gülsen sana sarılan
Gurbet diyarları zormuş meğer
.
Dert çekerlik böyle zormuş
Zulüm işkence arşa coşmuş
Çiçekler tek tek solmuş
Gurbet diyarları zormuş meğer
.
.
.
G arip bir yolda yalniz ve caresiz
U fuktaki ışıklardan habersiz
R uhu dolanır durur kefensiz
B uz tutar kalplerde bedensiz
E trafta haykırışlar sanki sensiz
T utunacak eller donakalmış sessiz.
.
.
.
Z ulmün arşa coştu dinmedi yine hırsın
A klın fikrin saptı , neden bu karın ağrın
L ütfuyla muamele göremeyecek, senin bu halkın
İ liklerinde hissedecek, kalbinle duyacaksın
M evlanın azametini yaşayıp, elbet bir gün yok olacaksın
.
.
.
A lıp başını, çekip gittin uzak diyarlara
L aleler ülkesini, koydular aklının bir kıyısına
İ ncinen kalbini, hiçe saydın hizmet yoluna
O ydular gözlerini, gerçekleri hiçe sayarcasına
S aldın kendini, özgürlük adına hicret diyarına
M evlanın hatrına , koydular seni kara toprağına
A kan gözyaşını, çektin sinenin bir kenarına
N esiller ahını, duyacak özgürlüğün adına
.
.
.
Yazardan başka yazılar
Justice for Humanity'ın daha fazla makalesini keşfedin

2 dk
5
67
Na 15 juli begonnen onze buren over ons te zeggen: "Steek hun huis in brand!"
Justice for Humanity

2 dk
1
54
15 Temmuz’dan sonra komşularımız bizim için “Bunların evini yakın!” demeye başladılar.
Justice for Humanity